7 Aralık 2014 Pazar

Gönül Yangınlar İçinde Günlük




      Gönül darmadağın gönül paramparça ahbap, ben bitik ben mahzun ben kızgın ben quzzelqurt yüreğim yanıyor ulan!! Benim hiç aklım başımdan bu kadar gitmemişti hiç kendimi bu kadar kaptırmamıştım hiç kendimi bu kadar kendimi kaybetmemiştim. Bugün dibini de yaşadım gördüm ebemin körünü! Bundan öncekileri biliyorsun kız katır kadar inatçı kedi kadar gururlu. Ne zaman ondan bir adım bekledim tek adım atmadı kaç defa buluştuk sonrasında ben aramasam hiç aramadı. Sonrasını biliyorsun dedim ben de aramayayım sonra aradım sarhoştum falan fistan. Neyse günlük bugün kızın ilk defa mailine baktım. Meğersem ben sarhoş olduğum gece bana tek laf ettirmediği lavuk ile işi pişirmişler herhalde o yüzden bana cevap vermiyordu. Yıkıldım günlük parçalandım. Yuvayı dişi kuş yapar gönül isterdi bir yuvamız olsun olmadı. İşin daha yıkıcı tarafı lavuğun daha Kasımın başındaki bir mailini gördüm hitabı pek bir samimiydi. Geziden önce kötü kapattık telefonu sonra başlamış heralde. Oysa geziye çıkmadan hemen önce buluşmuştuk. Benim kaç gündür o buluşmadaki gözünden akan tek yaş gözümün önüne geliyordu ve ağlayıp ağlayıp mahvoluyordum. Ben bu kıza ne acı çektirdim diye kendi kendime kızıyordum. Benim de lanet olası gurur ve inadım istiyordum kız bir adım atsın ben ona koşardım. Bu son süreçte bana dönseydi o sarhoş olduğum geceden sonra kalbim o kadar yumuşak olmuştu o kadar hassaslaşmıştım ki artık ne olursa olsun bu iş olsun modundaydım. Bir twitter hesabında okumuştum sen birini düşünüyorsan o da seni düşünüyordur diyordu öyle çıkmadı günlük. Bir itiraf sırf artık bu acım dinsin çivi çiviyi söker mantığı ile birisine yazacaktım ama önce bu defterin sonu belli olmalı diye aramıştım onu sarhoş olduğum gece. Kızıyordum kendime bir kere de ağır davran diyordum sonra biraz içip kendimi gevşetip öyle aramıştım. Ama o gece istemiştim ki ilişkimi artık yeniden başlasın gönlümden geçen oydu. Neyse aşırı arabesk yapacak değilim ama bu kafesin altında bir kalp atıyor günlük daha önce hiç bu kadar hırpalanmayan acı çekmeyen örselenmeyen bir kalp. Onun da çok acı çektiğini biliyorum onun da çok mutlu olmadığını da. Onu suçlayacak değilim suçlamıyorum da. Ya ne olacagdı? Onu çok sevdim, çok çok sevdim. Bu kadar sevmesem hayatta yapamam diyeceğim o kadar şey yapmazdım. Ben biliyorum bu bana yeter. Dayanamadım ona bir mesaj attım son kez. Bu kez hakketen son kez. Bende birazcık gurur birazcık kişilik kaldıysa öyle de olmalı zaten. Mesajda da yazdım hakketen mutlu olsun istiyorum bunu can u gönülden istiyorum. piskopat yada sapık değilim sadece "ayrılık da sevdaya dahil" o kadar. Bu kalp seni çok sevdi ve hep sevecek!

1 Aralık 2014 Pazartesi

Bildiğin Gibi





     Facebook'tan ona yazdım sen de şifrelerini değiştir diye hayır ikidir söylüyorum değiştirmiyor. Cevap da vermiyor. Beni engelliyor ama şifrelerini hala değiştirmiyor. Bu paradoksu anlamış değilim. Biz birbirimize söz vermiştik değiştirmeyeceğiz diye ama sonra o bana demişti değiştir değiştirmemiştim elim gitmemişti sonra malum engellenmeler olunca değiştirmiştim. Duygusal ve dürüst tarafı da vardır haspamın acaba ondan mı diyorum. Öyleyse ben bu sefer sözünde durmamış olurum ki en nefret ettiğim şeylerdendir. Ax be ahmağım ah be katır inatlım bi adım ataydın bana biraz suyuma gideydin ne olurdu? Ben de senin kadar inatçıyım. Ne olacak şimdi? Böyle olmaz canım benim böyle olmaz. Bugün kaç tane sürpriz düşündüm yok eve çiçek göndermeler filan başka fikirler. bir sürü yol var bir sürü şey yapabilirim yapardım da sen bana onurlu ve gururlu kalabileceğim bir sebep bırakmadın ki? Ne diyorlardı "onurlu bir barış", hah işte o lazım o olmadan olmuyor. Hadi ciao!